• Anasayfa
  • Favorilere Ekle

Tinnitus (5)

  • Soru 51: İşitme kaybının ölçülmesinde kullanılan “desibel” sözcüğünü basit biçimde açıklayabilirmisiniz?
  • Cevap 51: Bir seste sadece bir frekans varsa (örneğin 512 Hz.) o sese “saf ton” denir. Saf ton sinüs dalgalarından oluşur.

İşitilebilen, gücü en az saf tona “eşik sesi” denir. 1 metreden dinlenen yumuşak bir fısıltı bile eşik sesinden 1 000 kat daha güçlüdür. Aynı mesafeden dinlendiğinde ve eşik sesiyle kıyaslandığında sohbet sesi 1 000 000 kat, kuvvetli bir bağırma 1 000 000 000 kat, kulakta rahatsızlık uyandıran ses ise 1 000 000 000 000 kat daha güçlüdür.
Bu denli büyük rakamlarla uğraşmayı kolaylaştırmak için ünlü fizik bilgini Alexander Graham Bell’e izafeten “Bell” birimi kullanılır.
Buna göre eşik ses 0 Bell’dir.
Fısıltı eşik sesten 1 000 kez (10x10x10) daha güçlüdür. Bu 103 olarak yazılabilir ve fısıltı eşik sesten 3 bell daha güçlüdür denir. Benzer şekilde eşik sesten sohbet 6 Bell, bağırma 9 Bell, kulakta rahatsızlık uyandıran ses 12 Bell daha güçlüdür.
Uygulamada Bell çok büyük bir birimdir. Bu nedenle klinik uygulamada işitmeyi daha ince ölçebilmek için Bell’in onda biri olan “desibel” kullanılır ve “dB” olarak yazılır. Yeniden yazarsak

  •  
    • Eşik : 0 dB
    • Fısıltı : 30 dB
    • Sohbet : 60 dB
    • Bağırma : 90 dB
    • Rahatsız edici ses : 120 dB olur.

  • Soru 52: Akupunktur tinnitus tedavisinde etkili midir?
  • Cevap 52: Günümüzde yayınlanmış tebliğlere göre akupunkturun tinnitus tedavisinde kullanılması yararlı sonuç vermemektedir. Tinnitus için akupunkturun denenmesi fikri, tinnitus ile ağrı arasındaki teorik benzerliğe dayanmaktadır. Bu konuda açık fikirli olmak gerekir. Belki bir gün Tinnitusun çok iyi bir sınıflandırılması yapılabildiği zaman akupunkturdan yararlanabilecek tinnitus hastalarının saptanması mümkün olabilir.

  • Soru 53: Kafein tinnitusu nasıl etkiler? Günümüzde yaygın kullanılan ve içinde kafein de bulunan ilaçları sıralarmısınız?
  • Cevap 53: Genel olarak uyarıcı ilaçlar içkulağın çalışmasını anlamlı şekilde etkiler. Tinnitusu başlatan veya artıran etkenin Kafein olduğu tespit edilerek kullanılmasından vazgeçildiğinde tinnitusun azalması veya yok olması için gerekli süre birkaç hafta olabilmektedir. Özellikle Meniere Hastalığı veya Meniere benzer sendromu olan hastalarda Kafeinden uzak durulması tedavi açısından önemlidir. Kafein çoğunlukla ağrı kesici ilaçlara “zindelik hissi” veren uyarıcı özelliği nedeniyle eklenmekteir. Kafein içeren ağrı kesici ilaçlar şunlardır:
  • Aljil tablet (kafein 50 mg)
  • Aspirin forte tablet (kafein 50 mg)
  • Darvolin tablet (kafein 30 mg
  • Geralgine tablet (kafein 30 mg)
  • Minoset plus tablet (kafein 50 mg)
  • Optalidon tablet (kafein 25 mg)
  • Pacofen tablet (kafein 30 mg)
  • Panalgine tablet (kafein 30 mg)
  • Remidon tablet (kafein 50 mg)
  • Spalt tablet (kafein 50 mg)
  • Termalgine fort tablet (kafein 30 mg)
  • Vermidon tablet (kafein 30 mg)

Kıyaslamak için ekleyelim: Bir litre cola’lı meşrubatta genellikle 150 mg kafein vardır.


  • Soru 54: Yapay tatlandırıcı olan aspartam tinnitusu nasıl etkiler?
  • Cevap 54: Aspartam tinnitusu tetikleyebilir veya var olan tinnitusu çoğaltabilir. Ülkemizde “Diyettat (aspartam 18 mg)”, “Canderal (aspartam 18 mg)”, “Sanpa (aspartam 20 mg)” isimleri ile satılmakta olan yapay tatlandırıcı aspartam, şu şikayetlere sebep olabilir:
  • Denge bozukluğu
  • Kulak çınlaması
  • İşitme kaybı
  • Seslere tahammülsüzlük
  • Başağrısı
  • Migren
  • Depresyon
  • Döküntü

Özellikle başka sebeplerle bu şikayetlere sahip olanların şikayetleri aspartam ile daha da çoğalabilir.

Aspartamın tüketilmesinden sonra parçalanmasıyla oluşan zehirli maddelerin vucuttan atılmasıyla sorunların çoğu sona ermektedir. Aspartamın parçalanma ürünleri özellikle iç kulağa ve beyine zehirli etki gösterir. Aspartam, bir nörotransmitter olan serotoninin yapımını durdurur.

Amerika Birleşik Devletleri’nde içinde aspartam bulunan ürünlerin sayısı 5000′ i aşmıştır. Çok tüketilen aspartamlı ürünler arasında Diet-Pepsi, Diet-Cola gibi meşrubatlar ve çeşitli kuru pastalar vardır.


  • Soru 55: Tinnitusun frekansı ile ilgili özelliklerini çok kısa şekilde özetleyebilir misiniz?
  • Cevap 55: Bu özellikler, genellikle iç kulağın fizyolojisi ve gürültünün yol açtığı işitme kaybı ile ilgilidir ve aşağıdaki şekilde madde madde sıralanabilir.

1.Tinnitus devamlı ve kesintili olarak sınıflandırılabilir.
2.Devamlı tinnitus genellikle yüksek frekanslıdır. Bu tür tinnitusun frekansı:

  • %80 olguda 3 000 Hz’den çok,
  • %55 olguda 5 000 Hz’ten çok,
  • %42 olguda 7 000 Hz’ten çoktur.

Fakat çok az olguda 100 Hz’ten az olabilir.
3.Devamlı yüksek frekanslı tinnitus dar band gürültü olarak işitilir.
4.Devamlı tinnitus en çok cırcır böceği sesine benzer.
5. Devamlı tinnitusun en rahatsız edici olanı yüksek frekanslı sinüs dalgaları sesine benzeyenidir.
6.Devamlı tinnitus su akış sesine de benzeyebilir.
7.Devamlı tinnitus Meniere Hastalığında kalın uğultu şeklinde duyulabilir.
8.Devamlı tinnitus hep bir örnek veya kalp atışı gibi olabilir.
9.Devamlı tinnitus otosklerozda çok değişken dolayısiyle değerlendirilmesi çok zor olabilir
10.Kesintili tinnitus genellikle tek taraflıdır. Kulakta dolgunluk hissi ile beraberdir.
11.Tinnitus frekansının kişisel takdiri oldukça değişken olabilir.

Kulak Çınlaması hakkinda Sorular Cevaplar 56-60
  • Soru 56: Tinnitusun maskelenmesi ile ilgili özelliklerini çok kısa şekilde özetleyebilir misiniz?
  • Cevap 56: Çeşitli araştırmaların sonuçları madde madde şöyle sıralanabilir:
  1. Devamlı tinnitus dış sesler gibi maskelenebilir.
  2. Yüksek frekanslı devamlı tinnitusun maskelenmesi, özellikle işitme kaybı az olduğunda, çok başarılıdır.
  3. Maskeleme ile ilgili koşullar önceden kestirilemez.
  4. Maskeleme bazen gerçekleşmeyebilir.
  5. Şiddeti az bir devamlı tinnitusu maskelemek daha kolay olur.
  6. Tinnitus %80 olguda tinnitus frekansını da içeren seslerle düşük işitme düzeylerinde maskelenebilir.
  7. Tinnitus genellikle sol kulakta işitilir; fakat sağ kulakta olduğunda biraz daha kolay maskelenir.
  8. Tinnitusun maskelenmesi dış seslerin maskelenmesinden farklıdır:
  9. Bir dış ses tinnitusu diğer bir dış sesten daha kolay maskeler.
  10. 11 000 Hz’ten az dış seslerde maskelenmenin yukarı sarkması tinnitus için geçerli değildir.
  11. Maskeleyen sesin şiddeti tinnitusun şiddetiyle oranlı değildir.
  12. Maskeleyen sesin yok olmasıyla maskelenen gerçek ses hemen işitilir, oysa maskelenmiş yüksek frekanslı devamlı tinnitus bir süre sonra geri gelir.

  • Soru 57: İşitme hücrelerinin (Saçlı hücrelerin) yenilenmesi yöntemiyle işitme kaybının ve tinnitusun tamamen yok edilmesi mümkün mü?
  • Cevap 57: İşitme kaybı ve tinnitusun çoğu kez Saç Hücrelerinin (işitme hücrelerinin) gördüğü hasar sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Bu tür olgularda saç hücrelerinin yenilenmesiyle işitme kaybı ve tinnitusun düzeleceğine kuşku yoktur. Fakat ne yazıkki bu yenilenme insanlarda günümüzde henüz mümkün değildir.

“Saç hücrelerinin yenilenmesi” ile, iç kulak tam teşekkül ettikten sonra yeni saç hücrelerinin üretilmesi yeteneği anlatılır. Tüm içkulak organları insan anne karnında henüz üç aylıkken tamamlanmış olur.

1988 yılına kadar, sıcak kanlı omurgalı hayvanlarda (insan dahil) doğumda var olan işitme hücrelerinin sayısının sabit olduğu ve yaşlanma, ilaç, gürültü vs. gibi nedenlerle tahrip olursa yerine yenisinin oluşmayacağı sanılırdı. Fakat 1988 yılında kuşlarda gürültü ve ilaçla tahrip edildiktem sonra saç hücrelerinin yenilendiği gözlendi. Bu gözlem, işitme kaybının ve tinnitusun bu yolla iyileştirilebileceği umudunu vermektedir. Saç hücrelerinin yenilenmesi mekanizmasını tetikleyen etkenlerin bulunması için daha çok bilimsel çalışmalara ihtiyaç vardır. Sonra ortaya çıkacak yeni sorular şunlar olacaktır:

  1. Yenilenen saç hücreleri eski hücrelerin işlevini üstlenebilecek mi?
  2. Yenilenme olayı yaş ile ilgili mi?
  3. Saç hücrelerinin kaybından sonra geçen zaman önemli mi?

  • Soru 58: Hiç işitmesi olmayan fakat tinnitustan yakınan bir hastaya akustik maskeleme tedavisi uygulanabilir mi?
  • Cevap 58: Hiç ses işitmeyen hastaya akustik maskeleme tedavisi uygulanamaz. Böyle bir hasta için 1. tercih, “koklear implant” uygulayarak hastanın hem işitmesinin hemde tinnitusun bastırılmasının sağlanmasıdır. 2. tercih “tinnitus suppressor implant” uygulaması olabilir. Bu yöntemle işitme sağlanmaksızın tinnitus bastırılabilir.

Genel anlamda implant, vucudun uygun yerine gömülerek yerleştirilen yapay bir aygıttır ve o organın iş görmesine yardım eder.

Koklear implant iç kulakta kokleaya yerleştirilen bir elektrodlar dizisidir. Aygıtın görünüşünü iyileştirmek ve mikrop kapma riskini azaltmak için implant ile dıştaki ses-işlem kutusu arasında elekromanyetik dalgalar ile telsiz bağlantısı kurulur. Kulak arkasında hemen cildin altına yerleştirilmiş olan bir alıcı anten, cildin üzerine konan bir verici antenden ses taşıyan dalgaları alır ve kokleadaki elektrod dizisine iletir. Elektroddan yayılan elektrik akımı, iç saç hücresine bağlanan işitme siniri liflerini uyarır. Hasta bu uyarıları ses olarak işitir. Ameliyat sonrası verilen eğitim, işitilen seslerin anlaşılmasını sağlar.

Koklear implantların maliyetinin yüksek oluşu nedeniyle “tinnitus supresör implantlar” yapılmaya başlanmıştır. Ancak bu aygıtlar henüz deneme aşamasındadır.


  • Soru 59 : Çene eklemi bozukluğu kulak çınlamasına neden olabilir mi?
  • Cevap 59 : Henüz tam olarak anlaşılamamış nedenlerle, bazı tinnitus hastalarında çene eklemini tutan hastalıklar ile tinnitus arasında klinik bir bağlantı vardır.

Son zamanlarda çene eklemi bozukluğunun erişkinlerde oldukça yaygın olduğu saptanmıştır. Çene eklemi, dişlerin ısırma biçimi, baş ve boyun kaslarını kapsayan bir sendrom olan Temporo Mandibular Eklem Bozukluğunda en sık rastlanan yakınmalar şunlardır:

  1. Baş ağrısı
  2. Yüz ağrısı
  3. Boyun ağrısı
  4. Göz arkasında derinde basınç hissi
  5. Kulaklarda dolgunluk,
  6. Dengesizlik
  7. Giderek ilerleyen işitme kaybı
  8. Kulak çınlaması

Bu yakınmaların hepsi bir arada çok nadir görülür. Hastalarda genellikle bu yakınmalardan bir veya ikisi mevcuttur. Bu nedenle Temporo Mandibular Eklem Bozukluğu diğer birçok hastalıklarla kolayca karıştırılır.

Temporo Mandibular Eklem Bozuklukları tinnitusa sebep olabilir veya mevcut tinnitusu artırabilir; fakat her Temporo Mandibular Eklem vakasında tinnitus olmaz. İlk şikayeti tininnitus olan hastalarımız arasında Temporo Mandibular Eklem Bozukluğu olanların sayısı azdır. Bunun nedeni Temporo Mandibular Eklem Bozukluğunun tanısındaki klinik zorluklar olabilir.

ABD’de Temporo Mandibular Eklem ile ilgilenen diş hekimlerinin bazıları, Temporo Mandibular Eklem tedavisi ile tinnitusun bazı hastalarda tamamen yok olduğunu bildirmektedirler. Mevcut yayınlar incelendiğinde Temporo Mandibular Eklem tedavisinin tinnitusa etkisinin oldukça değişken olduğu görülmektedir.

Pinto 1962 yılında yayınladığı araştırmasında kulak ile Temporo Mandibular Eklem arasında sifenomandibular ligaman vasıtasıyla bir bağlantı kurmuştur. Sifenomandibular ligamanın bazı lifleri malleusun (çekiç kemiğinin) ön çıkıntısına ve boynuna bağlanmaktadır. Sifenomandibular ligamanın embriyolojisi malleus ve inkus (çekiç ve örs) kemikleriyle aynıdır. Böylece bazı çene hareketleriyle kulak zarı gerilir. Bu gerilme sesi, alt çeneyi ileri-geri veya sola-sağa hareket ettirmekle işitilebilir.
Temporo Mandibular Eklem yakınmalarından biri olan tinnitus, işitme sistemi dışından kaynaklanan tinnitusların bir örneğidir.


  • Soru 60: Maskeleme-Sonrası-Etki (Rezidüel inhibisyon) nedir?
  • Cevap 60: Rezidüel İnhibisyon, tinnitusun maskelenmesi işlemininden sonra izleyen, tinnitusun tamamen veya kısmen yok olduğu geçici süreye verilen isimdir. Bu konuda diğer ülkelerdeki tinnitus merkezlerinde bir çok çalışma sürdürülmektedir. Bu süre, hastaya özel dar-band seslerle tedavi ettiğimiz hastalarımızda ortalama bir dakika cıvarında olmaktadur. Fakat rezidüel inhibisyonun 3 hafta sürdüğü bir hastamız da vardır. Rezidüel inhibisyonun oluşum mekanizması ne yazık ki hiç bilinmemektedir. Tinnitusun mekanizması konusundaki bilgilerimizin artmasıyla rezidüel inhibisyonu denetleme gücümüzün artacağına inanıyoruz. Gelecekte, tinnitusun yeterince uzun sürelerle yok edilmesinde rezidüel inhibisyonun kullanılacağını ümit ediyoruz.
Kulak Çınlaması hakkinda Sorular Cevaplar 61-65
  • Soru 61: Tinnitusu başlatan veya artıran ilaçlar nelerdir?
  • Cevap 61:İlaçların bazıları tinnitusu başlatabildiği gibi bazıları da var olan tinnitusu çoğaltabilir. Bu etkilerin hangi mekanizmalarla oluştuğu henüz bilmiyoruz. Bu şaşırtıcı değil; çünkü herhangi bir nedenle tinnitusun nasıl üretilmeye başladığını da bilmiyoruz. Muhtemel yan etkileri arasında tinnitusun bulunduğu 70′den fazla ilaç vardır. Bu ilaçları tüketen kişilerin bir kısmında tinnitusun başlaması riski vardır.

Tinnitusa sebep olan bazı ilaçlar geçici veya kalıcı işitme kaybı da oluşturur. Kalıcı işitme kaybı oluşturan ilaçlar arasında Aminoglikozid antibiyotikler (tablo 1) ve cisplatin gibi kanser ilaçları vardır.

Tablo 1: Günümüzde Sık Tüketilen Aminoglikozid Antibiyotikler
1. Gentamisin: Garamycin, Genta, Gensif, Getamisin Gentasilin, Genthaver
2. Streptomisin: Streptomisin, Streptomycin, Strep-deva
3. Tobramisin: Nebcin, Tobel
4. Netilmisin: Netromycine
5. Amikasin: Amikozit, Mikasin

Tedaviden sonra bir süre devam eden geçici işitme kaybı ve tinnitus oluşturan ilaçlar: aspirin ve diğer non-steroid antienflamatuar ilaçlar, furosemide (Lasix, Lizik, Desal), etakrinik asid ve eritromisin’dir.
Sadece tinnitus oluşturan ilaçlara örnekler: heterosiklik antidepresanlar, diazepam ve antihistaminiklerdir. Bu ilaçların işitme sistemine tinnitus dışında bilinen bir etkilerinin olmamasını anlamak gerçekten zordur.
İlaç olmadıkları halde kafein, nikotin ve alkol var olan tinnitusu artıran maddeler arasında sayılmalıdır.


  • Soru 62:Tinnitusu azaltan veya yok eden ilaçlar nelerdir?
  • Cevap 62: Mekanizmaları aydınlanamadığı için tinnitusun azalmasını sağlayacak bir ilacı seçmek mümkün değildir. Fakat birçok insan pekçok değişik nedenle ilaçlar kullanmaktadır. Bu ilaçlar arasından bazılarının tinnitusu azaltıp azaltmadığını hastalardan öğrenmek mümkündür. Bu tür bir şanslı buluş Avusturalya’da olmuştur. Kronik ağrı hastalarına ağrının azaltılması için bir lokal anestetik olan lidokain damar içine verilmiştir. Ağrı hastalarından bazıları tinnituslarının bir süre için azaldığını veya yok olduğunu bildirmişlerdir. Araştırmacılar bu tesadüfi buluşudiğer tinnitus hastalarında da incelemiş ve sonuçlarını 1978 yılında yayınlamışlardır. Aynı araştırmacılar, buluşlarının, tinnitusun merkezi sinir sistemindeki anormal sinir faaliyetlerinden kaynaklandığı fikri ile uyumlu olduğunu ileri sürmüşler ve epilepsi (sara) ilacı olan tegretol, mysoline ve dilantin’in de tinnitusa iyi geldiğini bildirmişlerdir. Fakat sonradan yapılan kontrollu çalışmalarda adı geçen ilaçların etkisiz oldukları ortaya çıkmıştır. Damar içine verilen Lidokainin etkinliği ise farklı ülkelerde tekrarlanan çalışmalarla doğrulanmıştır.

Damar içine verilme gereği, etkili dozunun istenmeyen etkilerinin ağırlığı ve etkisinin 30 dakika sürmesi Lidokainin tinnitus tedavisinde kullanılmasını engellemektedir.
Lidokainin ağızdan alınan türevleri (tocainide, flecainide) geliştirilmiş fakat aynı etkiyi sağlamamıştır.
Geçen yıllar içinde birçok ilaç hakkında tinnitusu azalttığı şeklinde yayınlar yapılmışsada daha sonraki çalışmalarda etkisiz oldukları saptanmıştır.
Birçok vitamin ve çinko tinnitus tedavisinde yararlı olduğu ileri sürülmüşsede bu tezlerin doğru olmadığı saptanmıştır.
Tinnitusun tedavisinde yararlanılabilecek bir ilacın geliştirilmesine en büyük engel, hayvan modelinin henüz bu amaçla kullanılabilek kadar geliştirilememiş olmasıdır.


  • Soru 63: İç kulağı bozarak çınlama ve sağırlığa yol açabilen ilaçların etkileri nasıl izlenir?
  • Cevap 63: “Ototoksik” diye nitelendirdiğimiz çeşitli ilaçlar yan etki olarak iç kulaktaki işitme ve denge sistemlerine zarar verebilir. Her yıl yeni ilaçların kullanılmaya başlamasıyla birlikte ototoksik ilaçların sayısı da artmaktadır.

Yaşamı tehdit eden hastalıklar dışında mümkün ise ototoksik ilaçlar kullanılmamalıdır. Bu tür ilaçları zorunlu olarak kullanan hastalar işitme kaybı oluşmasını önlemek için zamanında takip edilmelidir. Bu, tedaviden önce ve tedavi esnasında belli aralıklarla gerçekleştririlebilir.
Kokleanın ototoksik ilaçlardan zarar gördüğünün odyometrik ölçüleri:
a. Herhangi bir frekansta işitme eşiğinin 20 dB ve daha çok azalması
b. Odyogramda yanyana 2 test frekansında işitme eşiğinin 10 dB ve daha çok azalması
c. Daha önceki ölçümlerde cevap alınan yüksek frekanslardaki 3 test frekansında cevap alınamaması
d. İşitme eşiğindeki değişikliklerin tekrarlanan odyogramlarda devam etmesi.
İşitme ölçümünün belli aralıklarla tekrarlanması, ototoksik ilaçların kokleayı bozmasını en erken gösteren yöntemdir. Standard odyometri frekansları ile ( 250-8 000 Hz) ilaçlardan zarar gören kulakların %37,5 ‘i saptanır. 8 000-20 000 Hz arası frekansları ölçen yüksek frekans odyometrisi ile ilaçlardan zarar gören kulakların %86,5 ‘i saptanır.


  • Soru 64: Ülkemizde gürültüyü azaltmakla ilgili araştırmalar yapılıyor mu?
  • Cevap 64: Evet. Değişik fakültelerde ve özel fabrikaların araştırma-geliştirme bölümlerinde mevcut gürültüyü azaltmanın yöntemleri yoğun biçimde araştırılmaktadır. En büyük gürültü kaynaklarından birisi olan karayollarında da gürültüyle mücadeleye büyük önem verildiği biliniyor.

Zaman zaman bazı belediyelerin uygulamak istediği gürültü ile ilgili düzenlemeler yasal boşluklar nedeniyle gerektiği biçimde uygulanamıyor. Öte yandan Çevre bakanlığının valilikler yoluyla yayınlanmış olan genelgesi günümüzde gürültüyle mücadelede yeterli olabilir. Sağlık ocaklarında çevre sağlığı bölümleri ve gürültü ölçme aygıtları var. Herhalde uygun kamuoyu baskısı sağlanırsa belediyeler ve sağlık müdürlüklerinin işbirliği ile devamlı aşırı gürültünün yasal yöntemlerle durdurulması sağlanabilir.
Ülkemizde teröre, uyuşturucuya karşı yürütülen mücadelede olduğu gibi gürültüye karşı da inançlı bir mücadeleye ihtiyaç var. Bir işyerinin aşırı gürültüsü ile aşırı bir müzik sesi arasında kulağa verebileceği zarar yönünden hiç fark yoktur. Niteliği ne olursa olsun “aşırı ses” kulağı bozar, sağır eder ve çınlatır..
Aşırı gürültünün zararları, özellikle müzik dinlemenin çok yaygın olduğu gençlere, her fırsatta, belki de okullarda, anlatılmalıdır.


  • Soru 65: Hiperakuzi nedir, kulak çınlamasıyla ilişkisi var mıdır?
  • Cevap 65: Hiperakuzi, olağan çevre seslerine olağandışı tahammülsüzlük olarak tanımlanan işitsel bir yakınmadır. Hiperakuzili hastalar, diğer kişiler için normalde rahatsızlık kaynağı olmayan seslerin yol açtığı duyarlılıktan, rahatsızlıktan ve hatta bazen kulak ağrısından yakınırlar. Genellikle Hiperakuzi hastaları, daha önceleri hiç sorun olmayan, şiddeti normal veya normalin üst sınırına yakın olağan seslerin ve konuşmaların kendilerine çok fazla gelmeye başladığını ve tahammül edemediklerini ifade ederler.

Tinnitus hastaları arasında Hiperakuzinin çeşitli derecelerinin insidansı (rastlanma oranı) %40 – %43 arasında olarak bildirilmektedir. Hiperakuzi tek yada her iki kulakta olabilir. Hiperakuzili hastalarda işitme kaybı olabilir veya olmayabilir.
Hiperakuzi ve tinnitus yakınmaları birlikte veya tek olarak, hastanın yaşam biçimini değiştirmesine sebep olabilmekte ve dolaylı olarak hastayla birlikte yaşayan aile üyelerini de olumsuz etkileyebilmektedir. Hiperakuzili hastalar sesli ve gürültülü yerlerden uzak durmaya dolayısiyle eş dost toplantılarına katılmamaya ve sonuçta yalnız ve yalıtılmış bır yaşam sürmeye başlarlar. Örneğin, diğer aile üyelerinin izlediği TV sesine tahammül edemediği için sessiz ayrı odaya geçen, çok istediği halde seslere katlanamadığı için camiye ve kahvehaneye gidemeyen, ziyaretine gelen çok sevdiği torunlarını seslerine katlanamadığı için hemen sokağa yollayan, sokakta oynayan çocukların seslerini işitmemek için beşinci katta oturan, konuşma sesleri nedeniyle misafirliğe gitmeyen ve misafir kabul etmeyen, hiperakuzili hastalarımız vardır.
Hiperakuziye karşı, bir süre eliyle kulağını kapatmak veya kulak tıkacı kullanmak hastaların zaman zaman kullandığı yöntemlerdir.
Hiperakuzi yaşam kalitesini düşürdüğü için tek başına önemli olduğu kadar, Tinnitus tedavisinde maskeleme yönteminin hasta tarafından kabulunü önlemesi ve etkinliğini azaltması nedeniyle de önemlidir. Bazı araştırmacılar, hiperakuziyi “santral işitsel kazancın anormalliği” olarak açıklamakta ve daha ileri giderek hiperakuziyi tinnitusun oluşumunun önsafhası olarak tanımlamaktadır. Bu görüşe bağlı olarak hem tinnitusun hem de hiperakuzinin düşük düzeyli beyaz gürültü üreteçleriyle duyarsızlaştırılabileceği tezini (iddiasını) ileri sürmektedir. Duyarsızlaştırma işlemi hiperakuzinin tedavisinde günümüzde var olan tek seçenek olduğu için her hastada denenmelidir.

Kulak Çınlaması hakkinda Sorular Cevaplar 66-70
  • Soru 66: Tinnitusun maskeleme yöntemiyle tedavisi ile ilgili çalışmalarınıza ne zaman ve hangi amaçla başladınız?
  • Cevap 66 : İlk çalışmalar, 1993 Ocak ayında Boğaziçi Üniversitesi Biyo-Medikal Mühendisliği Enstitüsünde Master Tezi olarak, “maskeleme yöntemini kullanarak Tinnitusun tetkik ve tedavisi için Bilgisayarlı yeni bir sistem” konusunun seçilmesiyle başladı.

Bu çalışmanın amacı, tinnitusun değerlendirilmesi ve hastaya özel maskeleme
sesinin üretilmesi için Kişisel Bilgisayar kullanan bir sistemi geliştirmekti. Sistem, 1994
yılının ilk beş ayında Pendik Devlet Hastanesi KBB Kliniğine kronik (bir yıldan daha uzun süren) tinnitus yakınmasıyla başvuran 98 hasta üzerinde test edildi. Hastaların yaşları 23 ile 82 arasında olup ortalaması 53.3 yaş olarak bulundu.Tinnitusun maskelenmesinin etkinliğinin ve kabul edilebilirliğinin kıyaslanması için beyaz gürültü, hastaya özel dar band gürültü ve plasebo kullanıldı.
Tinnitusun süresi bir yıldan 30 yıla kadar değişmekte olup ortalaması 4,5 yıldı. 26
(yüzde 26,5) hasta, tinnitus için yapılan muayene, açıklama ve araştırmalar ile yetinerek
daha fazla tedaviye gerek duymadı.
Hastalar, bilgisayarda üretilerek bir kasete kaydedilen beyaz gürültü, kişilere özel
biçimlendirilmiş dar band gürültü ve plaseboyu, üç hafta boyunca tinnitusu maskeleyen en az
ses seviyesinde dinlediler. 37 hasta bu çalışmayı tamamladı.Üç (yüzde 8,1) hasta beyaz
gürültüyü daha etkili buldu. 34 (yüzde 91,9) hasta hem kişiye özel dar band gürültüyü ve
hem de beyaz gürültüyü etkili bulduğu halde kişiye özel dar band gürültüyü tercih ettiler;
çünkü dar band gürültü onlara daha hoş ve etkili gelmişti. Hastaların hiçbiri plaseboyu etkili
bulmadı.
Bu çalışma, ciddi tinnitusun tedavisinde, geliştirdiğimiz sistemle üretilen hastaya özel
dar band gürültüleri kullanarak tinnitusun maskelenmesinin etkili olduğunu göstermiştir.


  • Soru 67:Hastaya özel maskeleme sesini üretmek için kullandığınız sistem hakkında bilgi verir misiniz?
  • Cevap 67 : Sistemimizi ihtiyaçları daha iyi karşılayacak biçimde geliştirilmeğe çalışıyoruz. Bu yüzden ilk kullandığımız temel sistemi anlatmanın uygun olacağını sanıyorum.

İlk çalışmamızda hastaların tinnitus frekansı, değişimlerin saptanması için üç hafta boyunca haftada iki kez ölçüldü. Her hastanın son ölçülen tinnitus frekansı merkez frekans olarak ve ölçülen en az ve en çok tinnitus frekansları arasındaki fark band genişliği olarak alınarak her hasta için özel dar-band gürültü üretildi.
Ses üretim sistemi 16 bit ses kartı, IBM uyumlu PC, ses kayıd cihazı ve Walkman kasetçalardan oluşmaktadır.
Frekans spektrumu düz ve Gauss olasılık yoğunluk fonksiyonuna sahip beyaz gürültü süreci MatLab yazılımı kullanılarak üretildikten sonra çeşitli band-geçiren sayısal süzgeçler yardımıyla süzülerek hastalara özel dar-bandlı gürültüler elde edildi. Band geçirme bölgesindeki yanıtının düz olabilmesi nedeni ile Chebychev sayısal süzgeçler görevlendirildi. Band durdurma bölgesinde zayıflatma 90 dB seçilerek Sonlu Dürtü Yanıtlı ve derecesi 200 olan sayısal süzgecin katsayıları aynı yazılım yardımıyla elde edildi. Gürültü süreci süzgeç katsayıları ile evrilerek gerekli dar-bandlı işaret elde edildi. Uygulamada örnekleme frekansı 32 KHz. ve örnek nicemi 16 bit seçildi.
Ses kartında sayısal işaretler analog işaretlere çevrildikten sonra sürekli tekrarlandı ve ses kayıd cihazında kasetin her iki yüzüne kaydedildi. Hasta kasete kayıtlı sesi dilediği zaman, dilediği süre kadar, en az maskeleme seviyesinde Walkman kasetçalardan dinleyerek tinnitusun maskelenmesini gerçekleştirdi.


  • Soru 68 : Subjektif tinnituslu hastaların seçilme kriterleri nelerdir?
  • Cevap 68 : Subjektif ve rahatsız edici tinnitusu olan hastaların seçilme kriterleri:

1. aktif kulak hastalığı olmaması
2. her iki orta kulağın uygun havalanması
3. akustik tümörün veya merkezi sinir sistemini etkileyen herhangi bir tümörün olmaması
4. hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi sistemik hastalıkların olmaması ya da kontrol altında olması
5. psikiatrik hastalığın olmaması ya da kontrol altında olmasıdır.
Tinnituslu hastaların araştırılması için önce ayrıntılı bir Kulak-Burun-Boğaz anamnezi (tibbi hikayesi) alınır.
Tinnitus anketindeki sorular da kullanılarak tinnitusun ciddiyeti, tanımı, seyri, belirgin ya da kuşkulanılan tetikleyici ve alevlendirici etkenler, en rahatsız edici tinnitus sesinin özelliği, yeri ve etkileri, çevre seslerinin tinnitusu azaltıcı ya da maskeleyici etkileri, tinnitusun en çok rahatsız ettiği zamanlar ve hastanın korku ve endişeleri hakkında bilgiler toplanır. KBB muayenesi, odyolojik testler, saf ses odyogramı, konuşma diskriminasyonu, timpanogram, stapez refleksleri, Kobrak kalorik testi, tinnitusun frekansının ölçümü, tinnitusun şiddetinin 10 puan üzerinden subjektif değerlendirilmesi, genel sağlık durumu, nörolojik fonksiyonları, boyun hareketlerinin ve boyun toplardamarlarına bastırmanın tinnitusa etkisi, temporomandibular (çene) eklem fonksiyonu, kan testleri, temporal (şakak) kemiklerin ve kraniumun (kafatası) manyetik rezonans görüntüleme veya bilgisayarlı tomografik tetkiki yapılır.
Hastalar gerekli görüldüğünde diğer kliniklere sevk edilir.

Kaynak: www.oocities.org

Sosyal Medya